HAYDUT, TERÖR ŞEBEKESİ CİNAYET İŞLEMEYE DEVAM EDİYOR
Gözlerini kan bürümüş işgal ve terör şebekesi, yıllarca kuşatma ve bombardıman altında tuttuğu Gazze’de, aslı-astarı olmayan, düzmece gerekçelerle terörün en büyük hamisi ABD’nin teşvikiyle Cuma gününden beri, insanların gözü önünde, canlı yayında yeni cinayetlere hatta katliamlara imza atıyor, modern dünya eli kolu bağlı seyrediyor. Hiçbir kural veya kutsal tanımayan, uyguladığı ambargo ve ablukalarla Filistin topraklarını Filistinliler için açık hava zindanına çeviren işgalci İsrail, birçoğu çocuk ve kadın, onlarca masum insanın kanını dökmeye, yuvalarını yakıp yıkmaya, arazilerini tar-umar etmeye devam ediyor.
Dünya müstekbirleri, adeta Filistin halkının yaşam hakkını vahşi İsrail’in insafına terk etmiş durumdadırlar. İsrail terör ve işgal aygıtının güvenliği bahanesi, Gazze’nin bombardıman altına alınması, yakılıp yıkılması ve insanların kadın-erkek, çocuk-yaşlı demeden öldürülmesi için ABD ve avanesi tarafından yeterli görülüyor. İşgalcilerin güvenliği bahanesi, her türlü katliamın haklı bir gerekçesi olarak kabul ediliyor. İşgalcilerin iddia ve endişeleri emperyalistler tarafından araştırılmadan doğru ve yerinde kabul edilirken Filistinlilerin kendi topraklarında ve yurtlarında yaşam hakları çok rahat bir şekilde hiçe sayılabiliyor. Onlara göre işgalcilerin güvenlik hakları, Filistinlilerin yaşama haklarından daha önemlidir. Filistinlilerin yaşama hakkı, sorulmadan soruşturulmadan İşgalcilerin güvenliğine feda edilebilir. Hatta yüzlerce Filistinli bir işgalcinin güvenliği için kurban edilebilir.
Bu nasıl bir anlayıştır? Böylesi bir anlayış acaba hangi esaslara veya referanslara dayanmaktadır? Bu zihniyetin temelleri nelerdir? Bu zihniyet nasıl izah edilmektedir? Batının insan hakları savunucuları nerededir? Nerede insan hakları, nerede eşitlik, özgürlük, adalet, hayat hakkı? Neden işgalcilerin bu hakları var da, asıl toprak ve hak sahipleri neden bu haklara sahip görülmez? Bunları anlamak mümkün değildir.
Evet, bu birkaç günde yaşananlar bir daha göstermiştir ki, modern dünya çok yüzlü, çok standartlı, değer yoksunu ve sahtekâr bir dünyadır. Savunduğu hiçbir iddiasında maalesef samimi değildir. Değer yoksunu bu zihniyetin, insanlığı sahil-i selamete çıkarma imkân ve ihtimali yoktur. Çünkü bu zihniyet, hakkı değil gücü, kutsamaktadır. Bu zihniyet, bütün dünyayı zalim ve mazlum olmak üzere ikiye ayırarak idare etmeyi tercih etmiş durumdadır. Bunların yönetim anlayışı budur. Bu zihniyetin sahipleri adalet yerine zulmü, vefa yerine ihaneti, barış yerine savaşı yüceltme yolunu tutmuşlardır. Bu zihniyetin oluşturmak istediği dünya değer merkezli değil, madde ve güç merkezli bir dünyadır. Bu dünyada haklı olan güçlü değil, güçlü olan haklıdır. Maalesef, modern batının ve doğunun oluşturmaya çalıştığı dünya bu haliyle mazlumlar için yaşamaya çok elverişli değildir. Onun için mazlumlar, daha fazla zulme boyun eğmemeli ve işlenen cinayetlere seyirci kalmamalıdırlar. Zalimlerin zulmüne karşı koymak, zulme karşı birleşmek ve dayanışmak zorundayız. Birbirimizi zalimlerin insafına terk edemeyiz. Birbirimizi onların insafına bırakırsak mutlaka bir gün bize de sıra gelecektir. Zulme karşı harekete geçersek, kısa sürede onun yok olmaya mahkûm olduğunu göreceğiz.
Bizler maddeyi değil, değerleri, gücü değil hakkı, hakkaniyeti, adaleti, insanlığı, yaşam hakkını kutsal bilen ve yücelten Müslümanlar olarak işgalci, haydut, terör devletinin işlediği cinayetleri işleyenleri ve onları destekleyenleri, göz yumanları, teşvik edenleri en ağır şekilde tel’în ediyor ve onlara şöyle sesleniyoruz: Durdurun bu kural tanımaz, işgalci haydutlarınızı. Daha fazla masum kanlarının dökülmesine izin vermeyin, teşvik etmeyin. Bu masum kanları sizleri de boğacaktır. Bunlar sizin sonunuzu getirecektir. Zira atasözünün ifade ettiği gibi, “zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur.”
Bu vesile ile Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ifade ederken şu ayet-i kerimeyi tüm mazlumlara hatırlatmak isteriz: “Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer iman etmiş iseniz en üstün olanlar sizlersiniz.” (Al-i İmran 139) Ayrıca, bu zalim saldırılarda şehit düşen Gazzeli kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Başta Filistinliler olmak üzere tüm Müslümanlara başsağlığı ve sabr-ı cemil, sebat, selamet, vahdet, basiret, mücadele ve zafer diliyoruz. Rabbimiz kardeşlerimizin şehadetlerini ve gazalarını mübarek eylesin, bu işgalin bir an önce son bulmasını nasip etsin.
Kamuoyumuza saygılarımızla…
Fotoğraf:Aljezeera Net