Geçenlerde oğlumla sosyal bilgiler dersi için soy ağacı ödevini yapıyorduk. En altta kendi ismini yazıp fotoğrafını yapıştırdık, yanına abisini ve ablasını ekledik.
Sonra üstte ben ve eşim. Ders kitabı Cumhurbaşkanımızın üç çocuk politikasından olacak yanımızda iki kutucuk daha bulunduruyordu. Gerçi bizde kardeş sayısı fazlaydı, ama mecburen ikişer kardeş yanımıza ekledik. Çocuğa birer amca, dayı, hala, teyze yazdık. En üstte de dedeler ve nineler…
Çocuğun bu ödevi bana birkaç yıl önce e-devletin başlattığı soy ağacı hizmetini hatırlattı. E-devlet bu hizmeti başlattığında birkaç gün içerisinde on milyonu aşkın insan bu sistem üzerinden soy ağacı sorgulaması yapmıştı. Çocukların ve yaşlıların böyle bir işlem yapmayacaklarını düşünürsek soy ağacını merak eden korkunç bir rakam çıkıyor karşımıza, neredeyse Türkiye’nin yarısı.
İşin ironik tarafı henüz toprağın üstünde yaşam süren dedelerine doğru dürüst gidip gelmeyen, hatta öz babalarına dahi hak ettikleri değeri vermeyen pek çok insanın toprağın altındaki büyük büyük dedelerinin peşine düşmeleri. Merak duygusu deyip bir nebze bu duruma anlayış gösterilebilir tabii ki. Fakat farklı ortamlarda büyük dedelerinin ırkî mensubiyetleri üzerinden bazı laubali tartışmalara şahit olmaktayız her zaman.
Kimisi büyük dedesinin saf kan Türk olmasını bir övünç vesilesi olarak anlatıp durmakta, kimisi büyük dedesinin Ermeni olduğunu gizleme komleksine girmekte, hatta e-devletin bu uygulamasının art niyetler taşıdığını ifade etmektedir. Kimisi işi daha ileriye taşıyarak Türk olduğunu söyleyen bazı insanların aslında Türk değil “dönme” olduğunu çirkin bir biçimde dillendirmektedir.
Dönme… Bu ifadeyi oldum olası sevmem. Her ne kadar sözlüklerde bu kelime, başka bir dindeyken Müslüman olan kimse anlamında veriliyorsa da geçmişten günümüze bir hakaret anlamı da çağrıştırıyor ve çoğu zaman hakaret için kullanılıyor.
Oysaki dinimiz ne güzel niteliyor batıl bir dinden hak din İslam’a yönelenleri: hidayete ermiş, mühtedi.
Hidayete ermiş bir insan, milleti ne olursa olsun, Türk, Kürt, Laz, Ermeni, Rum, artık o bizim din kardeşimizdir. Değil mi ki ancak müminler kardeştir. Bir insanın ırk olarak Türk, Kürt olması Müslüman olmasına engel olmadığı gibi Ermeni, Rum olması da Müslüman olmasına halel getirmez. Birkaç yıl önce Müslüman Ermeniler Platformu kurulmuştu mesela. Keşke her geçen gün Ermeni Müslüman sayısı artsa… Bu ancak diğer kavimlerden Müslümanlara mutluluk vermeli herhalde.
Mimar Sinan’ın Ermeni, Rum, Türk yahut Kürt olması ne fark eder? Onu Koca Sinan yapan ırkî mensubiyeti değil, bu memleket için yaptıklarıdır. Günümüz için de bir insanı değerli kılacak olan şey, doğuştan sahip oldukları değil; milliyeti değil; Türk, Kürt, Zaza, Ermeni, Rum olması değil, Allah için, memleket için neler yaptığıdır.
Evet, ben hâlâ e-devletin soy ağacı uygulamasına bakmadım, bakmayı da düşünmüyorum açıkçası. Merhum babamı ve dedemi gördüm, Müslümanlıklarına şahidim. Büyük büyük dedem Türk olsa ne olur, olmasa ne olur?
Böylesi bir ced didiklemesi oldukça absürt geliyor bana. Sizi değerli kılan asla ve asla kökeniniz, ırkınız olamaz. Sizin babanızın, atanızın kim olduğunun hiçbir önemi yok. Evet, Türk, Kürt, Arap, Laz, Gürcü, Ermeni, Rum; bu memlekette yaşayan, vatandaşlık bağı ile bu vatana bağlı olan herkes, eşit oy kullanma hakkına sahip olduğu gibi her konuda da eşit hak ve sorumluluklara sahiptir. Kimsenin ırkından veya statüsünden dolayı bir ayrıcalığı söz konusu olamaz.
Soruyorum size: Babanız bir Yahudi olsa ne olur, siz yeter ki Abdullah Bin Selam gibi İsrailiyat kültüründen sıyrılıp İslam’a hizmet yarışında yerinizi alın.
Babanız münafıkların lideri İbn-i Selül olsa ne olur, siz yeter ki oğlu Abdullah gibi izzeti Allah ve Resulünün yanında arayın, başka şeylere tevessül etmeyin.
Babanız küfrün sembolü Ebu Cehil olsa ne olur, siz yeter ki İkrime gibi geç de olsa İslam ile şereflenin, İslamî mücadelenizi şehadetle taçlandırın.
Babanız Ermeni kökenli bir Hıristiyan olsa ne olur, siz yeter ki Mimar Sinan gibi bu vatan, bu millet için şaheserler ortaya koyun.
Babanız putperest Azer olsa ne olur, siz yeter ki hakkı arayıp bulan genç bir İbrahim olmayı bilin.
Ve tersine babanız Nuh Peygamber olsa ne olur, siz Kenan gibi hidayetten nasip almazsanız eğer. Yedi ceddiniz Türk olsa ne olur, siz bugün İslam’ın bayraktarlığını yapmazsanız eğer.