İdris ARAZ

İdris ARAZ

Muhterem Hocaefendi!..

05 Ekim 2024 09:48 Boğaziçi Eğitim Derneği 266

Muhterem Hocaefendi!..

 

            Hatırlayacağınız gibi ilkokulda beş sene boyunca en çok kullandığımız kelime “öğretmenim” idi. Tüm derslerimize giren, anne-babalarımızdan daha çok çekindiğimiz kutsal bir varlıktı öğretmenlerimiz.

Sonra büyüdük, ortaokullu olduk; bir anda toplumsal bir sözleşme varmışçasına öğretmenlerimiz hocalara dönüştü. Kimse öğretmen kelimesini kullanmıyor, herkes aynı kutsal mesleği icra edenlere, hocam, diye sesleniyordu. Hatta yeni öğretmenlerimizi bırak, artık sınıf öğretmenlerimizi gördüğümüzde onlara da, hocam, diye hitap eder olduk.

Hâlbuki bu durum çok ilginç geliyordu bana. Büyüyen, isim değiştirmesi gereken biz öğrenciler iken, bizim ismimiz değişmiyor; ama öğretmen kelimesi hocalığa terfi ediyordu. Demek ki hocalar, daha rütbeli idi, diye düşünürdüm. Nitekim ortaokuldaki, lisedeki öğretmenlerimiz öyle her derse girmezlerdi, ancak bir derste ihtisas sahibi idiler, bir branşta uzmandılar, o yüzden hocaydılar.

Derken biraz daha büyüdük, üniversiteli olduk. Artık hocalarımız bizim gözümüzde daha da büyüktü. Tüm derslerin öğretmenliğinden, branş öğretmenliğine, şimdi branşın da bir üst dalına. Artık karşımızda doçentler, profesörler vardı. Ama her birine hocam, diye hitap ederdik. Çünkü “hoca” en saygın kelime idi, çünkü “hoca” bütün akademik sıfatlardan daha ulvî bir sıfat idi.

Hocalarımıza kullandığımız bu güzel ifadeyi üniversiteli arkadaşlar olarak birbirimize de kullanmaya başladık. Artık biz de, hocam, olmuştuk. Konuşmalarımızda, muhataplarımıza hep hocam, diye hitap ediyorduk. O gün öyle olduğu gibi bugün de öyle değil mi? Üniversite gençliği birbirine hocam diye hitap etmiyor mu?

Yirmi dört yıllık bir evliliğim var, sağ olsun sevgili eşim de hep hocam diye hitap eder bana. Bazı akrabalarımız bunun mesleğimle ilgili olduğunu düşünür. Öyle değil, bu, saygıyla alakalı bir durum. Annem de babama ismiyle hitap etmez, hacı derdi merhuma. Sanırım bu bir Anadolu kültürü, Anadolu inceliği, eşine ismiyle hitap etmemek.

Hoca saygın bir ifade, hatta en saygın ifade… Bu yüzden gerek geçmişte gerek günümüzde sadece öğretmenler ve imamlar için değil, farklı alanlarda pek çok saygın isim için de hoca ifadesini kullandık.

Hoca Ahmet Yesevi dedik, zira o, pir-i dervişan idi; tarikatın, tasavvufun mürşidi idi.

Hoca Dehhani dedik, zira o, klasik edebiyatımızın ilk basamağı, ilk beyti idi; aşkın, sevginin şairi idi.

Hoca Nasrettin dedik, zira o, güldürürken düşündüren fıkralarıyla, nükteleriyle hafızalarda saygın bir yer edindi. 

Tarihteki binlerce saygın ismi, binlerce hocamızı tek tek saymaya ne kalem kâğıt yeter, ne de klavye kâfi gelir. Bu nedenle yakın tarihimize dönelim:

Erbakan Hoca dedik, hatta yıllarca sadece Hoca denmesiyle bile akıllara merhum Erbakan Hoca geldi. Zira ülkemizin kısır döngülerle boğuştuğu bir zaman diliminde o, kutlu bir davanın, millî bir görüşün tohumlarını attı. O tohumlar fidan oldu, çınar oldu; kök saldı, dal budak saldı. Hocanın öğrencileri birçok kulvarda yürümeye, yol almaya devam etti.

Zeki Hoca (Şengöz) dedik, Aziz Hoca (Sancar) dedik, İskender Hoca (Pala) dedik, Şenol Hoca (Güneş) dedik. Velhasıl adeta toplumsal bir uzlaşma ile İslamî camiada, bilimde, sanatta, sporda saygın isimlere hep en yüksek paye olarak hocayı layık gördük.

Sonra biri, FETÖ elebaşı, çıktı, bu en yüksek payeyi, en saygın sıfatı, en kadim ünvanı beğenmedi, kendi şanına(!) yeterli görmedi, kendini daha da, daha da yüceltmek istedi ve güya hocadan daha ulvî bir kavram kullandı şahsı için: hocaefendi, hatta muhterem hocaefendi…

 

(Sonraki yazımızda devam)

Yorum Ekle

İlk Yorumlayan Siz Olun!

YAZARIN SON 5 YAZISI

Tüm Yazıları
Boğaziçi Eğitim Derneği

Boğaziği Eğitim Derneği Kurumsal Web sitesi.

Boğaziçi Eğitim Derneği

İstiklal Mah. Hamikoğlu Sok. No:16
44320 Battalgazi / Malatya

Dernek Yazılımı: Medya İnternet™ - Dernek Sitesi Kulga © Tüm Hakları Saklıdır.