İshak KANMAZ

İshak KANMAZ

NEDEN?

09 Eylül 2024 09:40 Boğaziçi Eğitim Derneği 147

Bu hayat böyle mi gider

Düşen hep yerde mi kalır?

Selda bağcan’ın seslendirdiği türküyü dinlerken insan hayatın derinliklerine dalıyor. Düşenin elinden tutmak insani bir görev. Bu dünyanın neresinde olursa olsun bu böyle olmalı. Âmâların ve ancakların kuşattığı zihin dünyamız bu olmalı dediğimiz eylemlerin önüne geçiyor. Vazgeçilmezlerimizin bileklerimize geçirdiği prangalar olması gereken eylemlerimize ket vuruyor. Açgözlülerin bakış açısıyla hayata bakmak bizi ne kadar insani eylemlere iter?

Doymak bilmeyen nefis ne kadar ihtiyaç sahibi insanlara el uzatır?

Her bireyin bir de toplumsal boyutunun olduğunu ya da olması gerektiğini varsayarsak milyarlarca insanın oluşturmuş olduğu kalabalığın ortaya koymuş olduğu eylemlere bakarak toplumsal bir anlayışa sahip olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bizler dünyayı teknolojik olarak bilimsel anlamda kuşattık ancak bu kuşatılmışlık içinde insani eylemlerimizin, değerlerimizin boyutu ne kadar? Fiziği, kimyayı, matematiği, astronomiyi vb. bilim dallarını iyi kullanarak dünyamızı ve evreni anlamaya çaba sarf ettiğimiz kadar birbirimizi anlamaya çaba sarfettik mi?

Üç maymunu oynamaktan ne zaman vazgeçeceğiz.

Evet bu soruları çoğaltabiliriz ancak insanlığın içine düştüğü bu krizi sorduğumuz soruların cevabını bulmadan çözemeyiz. İçine düşmüş olduğumuz insani çölleşmenin önüne geçemeyiz.

Kürsülerde atılan nutuklar verilen vaazlar insanın insana yapmış olduğu zulmün önüne geçemiyor.

Bu dünyaya bir umut olarak gelen her bebenin yarınlarını kurtarmak adına insaniyet adına ne varsa elimizden geleni yapmak zorundayız. Peygamber efendimiz (sav)in dediği gibi (Kıyametin kopacağını bilsek bile elimizdeki fidanı dikmemiz) gerekir. İnsanlık adına ortak iyinin toplumların içinde dal budak salıp büyümesi için çaba sarf etmeliyiz. İyilik adına kullanmış olduğumuz kavramlarımız pratiğimizle hayat bulmalı.

Özellikle günümüzde kapitalist ahlakın dayatmış olduğu pragmatik tavırlardan kurtulmalıyız. İnsan insanın kurdu değil yurdu olmalı.

İçinde yaşadığımız tüketim çağında ekmekten, sudan çok birbirimizi tüketiyoruz. Ettiğimiz kârın envanterinde insanlığımız nerede duruyor?

Arzın derinliklerine, toplumun sinesine ekilen fitneyi hangi tavırlarla ve söylemlerimizle söküp atacağız?

İnsanı tanımlamak için onca çaba sarf ettik, onca ideoloji ürettik, birçok eğitim modeli geliştirdik ancak yine de rahatlıkla bu dünyayı insanın insanlığını ortaya koyarak yaşayacağı bir dünya haline getiremedik.

Bizlerin her şeyden önce insani boyutta değişimi öncelememiz gerekiyor. Olması gerekense kötüden iyiye doğru değişebilmek ve değişime açık olmaktır. Değişim için ortaya koyduğumuz çaba kadar varız.

Yorum Ekle

İlk Yorumlayan Siz Olun!

YAZARIN SON 5 YAZISI

Tüm Yazıları
Boğaziçi Eğitim Derneği

Boğaziği Eğitim Derneği Kurumsal Web sitesi.

Boğaziçi Eğitim Derneği

İstiklal Mah. Hamikoğlu Sok. No:16
44320 Battalgazi / Malatya

Dernek Yazılımı: Medya İnternet™ - Dernek Sitesi Kulga © Tüm Hakları Saklıdır.