ÖLMEDEN ÖLENLER
Allah Resulü ’nün Gassanilar’in liderine davet mektubunu götüren elçisi Gassani lider tarafından şehit edilince intikam için bir ordu hazırlayıp Gassaniler’in üzerine gönderir.
Rasulullah, orduya ilk olarak Zeyd bin Harise’yi komutan olarak tayin eder. Şayet Zeyd şehit olursa Cafer bin Ebi Talip komutan olacaktı. Cafer de şehit olursa Abdullah bin Revaha komutan olacaktı. Bunu söyledikten sonra Hz Ebubekir parmağını peygamberin dudaklarının üzerine koyarak başka bir isim daha zikretmemesini ister. Allah Resulü’de, Abdullah’da şehit olursa ordu kendine bir komutan seçsin diye buyurur. Rivayetlere göre Medineli bir Yahudi şayet Hz Muhammed gerçekten Allah’ın Resulü ise isimlerini zikrettiği sahabelerin bu savaşta öleceğini söyler.
Ordu hazırlandı ve savaşa gitti. Burada şu önemli ayrıntıyı gözden kaçırmamamız gerekmektedir. Savaşa giden komutanlar aslında Mute’ye doğru giderken bu savaştan geriye dönemeyeceklerini biliyorlardı. Çünkü kendi isimlerini zikreden Allah Resulü’ydü. O bir şey söylüyorsa mutlaka gerçekleşecekti. Bu onları zerrece etkilemedi, orduya katılmamak için tereddüt göstermediler. Çünkü bu haber onlar için bir ölüm haberi değil şehitlik müjdesiydi. Atlarını dörtnala sürerek şehitliğe bir an önce ulaşmak için harekete geçtiler. Çünkü onlar cennetin kokusunu Mute yolunda alıyorlardı. Cennet kokusu onları öyle cezbetmişti ki zerre tereddüt göstermeden atlarını sürdüler cennete doğru.
Aynı komutanlar bugün Filistin’de mücadeleye devam etmektedir. HAMAS’ın işgalci İsrail’e karşı mücadeleye başladığında bu mücadelenin sonunun şehitlik olduğunu bilerek saflardaki yerlerini alıyorlar.
İsmail Heniyye İran’da şehit edildikten sonra HAMAS yeni liderini seçti. Seçilen lider Yahya Sinvar, hiç tereddüt etmeden görevi omuzladı. Aslında Yahya Sinvar, HAMAS’ın liderliğine seçilirken o makamın kendisine rahat bir hayat getirmeyeceğini, bu görevi kabul ettiğinde aslında kefenini de giydiğini biliyordu. Ama zerre kadar tereddüt etmeden görevi üstlendi. Çünkü görev istenmez verilir bilinciyle hareket ediyordu. Yani Yahya Sinvar HAMAS’a lider olduğunda o da Şeyh Ahmet Yasin gibi, Abdulaziz el Rantisi gibi, İsmail Heniyye gibi şehit olacağını bilerek bu görevi kabul ediyordu. Nitekim lider olduktan sonra kendisine ne saray verildi, ne de mal mülk. O lider olduktan sonrada eline silahını aldı ve cephede şehit oldu. Çünkü O da cennetin kokusunu Gazze sokaklarında almıştı, bu nedenle cephenin gerisinde değil ön saflarında savaştı.
Bir hareketteki bireyler yaşamaya değil de şehitliğe âşık olmuşsa hiçbir güç onları sindiremez. Çünkü onlar bu dünya için değil cennete kavuşmak için yaşıyorlar. Çünkü onlar ölmeden önce ölenlerdir. Onlar için aldıkları her nefes cennet kokusuna engeldir.
(“Ölmeden Ölenler”, Durali Yılmaz’ın Mute Savaşı’nı anlatan kitabının ismidir.)